İnsanoğlu yaşamı boyunca her konuda, her unsurda mutlak manada sonuca adaletle ulaşabiliyor.
Adalet tüm insanlık ve canlılar için en temel ihtiyaç ve olmazsa olmazdır.
Adalet olmadan kazanım olmaz, Adalet olmadan eğitim olmaz, Adalet olmadan toplumun en temel taşı aile dahi kurulamaz.
Adalet temeli üzerine kurulu tüm yapılar mutlu olur, huzurlu olur, başarılı olur ve tüm kazanımları elde etmiş olur.
Adaleti sağlamış, adalet temeli üzerinde kurulmuş sistemler, yapılar, ülkeler günün sonunda mutlak manada sonuca ulaşmış olurlar ve tüm başarıların ana temelini işin merkezinde halletmiş olurlar.
Adaletin olmadığı yerde sevgi olmaz, saygı olmaz, kazanım olmaz, başarı olmaz, hiçbir şey olmaz.
Görüntüde kazanım var gibi gözükse de aslında adalet olmadığı için, huzur olmadığı için, bereket olmadığı için, sevgi olmadığı için o kazanım günün sonunda büyük kayıplara, büyük yıkımlara, büyük yok oluşlara neden olacaktır.
Adaleti temel ilke edinen insan siyasette, ticarette, eğitimde, bürokraside, aile içindeki tüm yaşam alanlarında en güzel, en mutlu, en sağlıklı, en değerli sonuca ulaşmış olacaktır.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda temel unsurun adalet olduğunu gözlemlemekteyiz.
Adalet üzerine inşa edilmiş yapılar, kim olursa olsun günün sonunda kesinlikle ve kesinlikle ilelebet varlığını sürdürmüş ve kazanımları da zirvelerde olmuş olacaktır.
Yapılan ticarette, çalışma hayatında, eğitimde, sağlıkta, bürokraside, siyasette, ülke yönetimlerinde, dostluk ilişkilerinde, sayfalarca sayacağımız tüm konu başlıklarında, tüm yaşam alanlarında adalet temel olgudur.
Adaletin olduğu yerde sevgi, saygı, bereket olur, adaletin olduğu yerde yaşanmışlıkların en güzellerini ilerideki, gelecekteki nesillere, çocuklara, evlatlara ulaştırılabilecek en değerli en kalıcı eser bırakılmış olur.
Adalet; insanlığın temelini oluşturan, insan olmanın, var olmanın ana mayasıdır.
Adalet olmadan elde edilen kazanımların hiçbir hayrı, bereketi olmadığını geçmişten günümüze gelen tarihsel süreçlerden okuduğumuz, yaşam dönemlerimizde gözlemlediğimiz, şahit olduğumuz bunun ne kadar önemli olduğunu, doğrunun-yanlışın, artının-eksinin ne olduğunu, nereden-nereye gelindiğini ve nereden-nereye gidileceğini, nasıl hareket edilmesi gerektiğini bize gösteriyor aslında.
Birşeyleri sıfırdan keşfetmeye, öğrenmeye, kendiniz yaşayarak vakit kaybetmeyin, geçmişten günümüze adaletin temel olgu olduğundan nasıl sonuç elde edildiğini, adalet olmadığında nasıl sonuçlar elde edildiğine baktığımızda görüyoruz ki her şeyin başı adalet adalet adalet.
Aile içinde evlatlar içerisinde bile adalet ailenin huzurunu, mutluluğunu zirvelere taşıyor. Bunun aksi durumda yapılan adaletsizlik ebeveynlere yaşam boyu acı, ızdırap, mutsuzluk, huzursuzluk ve önü alınamaz büyük ızdıraplara yol açtığına şahit olmaktayız.
Dünyayı yeniden, sıfırdan keşfetmeye gerek yok. Aslında yaşanmışlıklar bizim için büyük bir kazanım, büyük bir öngörü.
Adaletten, adaletli olmaktan asla vazgeçmeyelim, adaleti hayatımızın merkezine koyalım, her attığımız adımda adalet adalet adalet diyelim.
Kalın sağlıcakla…
ÖMER FARUK BAŞARAN – NAME HABER BAŞYAZARI