BÖLGESEL GÜÇLER

BÖLGESEL GÜÇLER

Türkiye’nin “Ak Sakal” stratejisi ve Hoca Ahmet Yesevi;


Dünya tek kutupludan çok kutupluğa geçti.
Çok kutuplu demek “Bölgesel güçler” atlası demek. Bölgesel güç adayları sadece “İmparatorluk tecrübesi” olan ülkelerdir. Dolayısıyla Türkiye artık bir bölgesel güç öznesidir.
Ancak bölgesel güçler savaşı eş zamanlı fakat önem sırasıyla 6 (Altı) cephede açılmış görülüyor; Paralar savaşı, enerji savaşı, tarım savaşı, savunma sanayi savaşı, dijital savaş ve kültürel etki alanı savaşı.
Ancak bölgesel güçler savaşı eş zamanlı fakat önem sırasıyla 6 (Altı) cephede açılmış görülüyor; Paralar savaşı, enerji savaşı, tarım savaşı, savunma sanayi savaşı, dijital savaş ve kültürel etki alanı savaşı.
Hiçbir cephe diğer cepheye kıyasla daha etkili ve çözümleyici değil. Yani bir cepheyi kaybetmek özünde tüm cepheleri kaybetmektir. Bir itirafta bulunmalıyız: Dünya savaşlarında yenilmiştik ve tüm cephelerde bizi mağlup ettiler.
Fakat biz Cumhuriyeti kurarak, tekrar altı cephede yeni bir mücadele başlattık. Bu mücadelenin bir cephesi olan kültürel etki alanı bizim en fazla ihmal ettiğimiz cephemiz.
Fakat kültürel iktidar, kültürel etki alanı bilinci ve eylemleri artıyor. Örneğin; Cumhurbaşkanlığı himayesinde Özdemir tarafından “Uluslararası Hoca Ahmet Yesevi’den Günümüze Gönül Erenleri” projesi “birlik ve dirlik içinde bölgesel güç olmanın kültürel cephesinde neferiz!
Bu Çınar Kader Çınarı
Bir çınarın dalı başka bir daldan habersiz ola bilir mi? Hayır. Belki büyük bir çınarın bir kolunda gölgelenen öbür dalında gölgelenenden habersiz kala bilir. Aynı çınarın kaç kolu olduğundan habersiz insanlar kalabilir.
Bir çınarın dalını koparan çınarı devirdiğini sana bilir; oysa dallar çınarı eksiltmez, belki onun gölgesinde olanları mahrum bırakır. Fakat çınar bütün heybetiyle yıllanır ve gölgesinde milletleri konaklatır.


Ahmet Yesevi Türklerin dev çınarlarındandır. Bu çınarın kolları zengin, gölgesinde konaklayanlar çeşitlidir.
Anadolu’da hiçbir mezhep, meşrep, beylik yoktur ki medeniyet dili, dini duyarlılığı ve siyaset ahlakı Ahmet Yesevi çınarının kolu olmasın.
Fakat gün olmuş bu çınarın dallarını kesip ayrı bir ağaç diye dikmiş, isimlendirmiş olanlar olmuş. Ve zamanla bir birine yabancılaşmış ve hatta bazen düşmanlaştırılmış kollar olmuş. Bazıları bir kolu “çınar bu!” diye asabileşmiş. Hayır!..
Çınar Ahmet Yesevidir; diğerleri kolları
Tabi bir de bu çınarın köklerinin olduğu toprak var: bizi “Millet” kılan.
Bu vesileyle; Özdemir bütün kollara kucak açan ve Çınarı hatırlatan çalışması çok değerli ve yarenliğimizi bir kez daha bu topraklarda varoluşumuzu hatırlatıyor.
Türkiye’nin başta Azerbeycan olmak üzere Avrasya ve geniş atlasta Asya ülkeleriyle ilişkileri bölgesel güç olma yolunda kilometre taşları hükmündedir.
Artık Türkiye’de sadece Atlantik hafızası ve aidiyet sözlüğü değil, aynı zamanda Asya belleği ve iş birliği de artık etkinleşmiştir. Biri diğerine tercih edilecek iki seçenek değil; Türkiye’nin “Köprü/Elçi/Aracı” işlevinin güçlenmesidir.
Artık hiçbir kültürel değer askeri, ekonomik, siyasal gelecekten bağımsız ele alınamaz. Kültür etki alanı diğer tüm cephelerin etki alanıyla bütünleşik değer ve etkidedir. Daha açık ifade edelim: Artık Para, Silah ve Diplomasi kültürel iktidarı unutarak mesafe alamaz.
Dolayısıyla Türkiye’nin “cephe birleştirici” imkanlara, değerlere yönelmesi gerekiyor ve Hoca Ahmet Yesevi sadece vefat etmiş bir şahsiyet değil; gelecek senaryolarımızda “cephe birleştirici aktör”lerden biridir.
Türkiye’yi dini, etnik, mezhebi açıdan parçalamış, karşıtlık ve yabancılık tuzağında boğulduğu dönemi kapatıyoruz.
Birbirimizin aklında ve yüreğinde varolduğumuz ve varolacağımızın kapıları sonuna açıktır.

METİN KÜLÜNK – NAME HABER


Haberi Paylaş: https://namehaber.com/?p=860

Genel